Adet kanamaları genellikle 9-16 yaşları arasında başlar. İlk görülen adet kanamasına menarş denir. Adet döngüsü, bir kadının vücudunun hamilelik için hazırlandığı aylık rahim değişimleridir.
Her ay, yumurtalıklardan bir yumurta serbest kalır. Aynı zamanda, hormonal değişiklikler rahmi hamilelik için hazırlar. Yumurtlama gerçekleşir ancak yumurta döllenmezse, rahim içini döşeyen zar vajinadan atılır. Rahim içi zar bu şekilde her ay yenilenir.
Bir adetin başlangıcı ile diğerinin ilk gününe kadar olan süre her kadın için aynı değildir. Adet döngüsü çoğunlukla 21-35 günde bir tekrarlanır.
Adet süresi ise 2-7 gün sürer. Eğer adet görmeniz gereken günlerde uzama olursa buna adet gecikmesi adı verilir.
Adet görmeye başladıktan sonraki ilk birkaç yıl için uzun döngüler yaygındır. Bununla birlikte, adet döngüleri zaman geçtikçe kısalır ve daha düzenli hale gelir. Menopoza yaklaştıkça, adet döngüleri tekrar düzensizleşebilir.
Adet gecikmesinin başlıca nedenleri şunlardır;
Uzun süreli stres, hormonal düzeni bozarak bir kadının adet döngüsünü etkileyebilir. Stres adet dönemlerini daha uzun veya daha kısa hale getirebilir. Hatta bir adet döneminin atlanmasına neden olabilir. Bazı kadınlar stres yaşarken adet dönemlerinin daha ağrılı geçtiğini söylemektedir. Strese neden olan durumlardan kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak ve yeterli süre uyumak, kadının düzenli bir adet döngüsünü sürdürmesine yardımcı olacaktır. Bir kadın kronik stres yaşıyorsa, stresle etkili başa çıkma yöntemleri açısından yardımcı bir danışmanla konuşması faydalı olabilir.
Ortalama bir menopoz başlangıcı, bir kadının en az 12 ay boyunca adet görmediği 50-55 yaş civarındadır. Birçok kadının genellikle menopozdan 10-15 yıl önce hafiften semptomları başlar. Bu dönem perimenopoz olarak bilinir. Bu durum östrojen hormonu seviyelerinin dalgalanmaya başladığını gösterir. Düzensiz östrojen seviyeleri bir kadının adet döngüsünü değiştirebilir. Bu da perimenopozdaki kadınların düzensiz veya kaçırılmış adet dönemleri yaşamasına neden olur. Bir yıl boyunca adet görmeme ve hormon düzeylerindeki anormallik menapoza girildiğini düşündürür.
Fazla kilo kaybı veya yoğun egzersiz, bir kadınında adet gecikmesine neden olabilir. Düşük kilo veya düşük vücut yağ oranına sahip olmak, üreme hormonu seviyelerini değiştirerek yumurtlamayı ve menstruasyon düzenini bozup, adeti geciktirebilir. Önemli miktarda kilo verdikten adet gecikmesi yaşayan bir kadın, vücudunun ihtiyaç duyduğu uygun vitamin, mineral ve besin maddelerini alma konusunda bir doktora veya diyetisyene danışmalıdır.
Kilo kaybı bir kadında adet gecikmesine neden olabileceği gibi, aşırı kilolu olmak da bir kadının adet döngüsünü etkileyebilir. Obezite ve kaçırılan dönemler bazen bir kadının polikistik over sendromu (PCOS) gibi tıbbi bir duruma sahip olduğunu gösterebilir. Adet gecikmesine neden olan altta yatan tıbbi koşulların değerlendirilmesi için doktor kan testleri veya ultrason isteyebilir.
Bazı doğum kontrol hapları adet görülmemesine neden olabilir. Bazı doğum kontrol yöntemleri, özellikle hormonal yöntemler, kadında adet gecikmesine sebep olabilir. Tipik olarak hormonal doğum kontrolü, belirli bir süre progesteron ile kombine edilmiş bir östrojen formu alımı ve ardından ilaç kullanılmayan birkaç gün şeklinde uygulanır. Bu hormonların geri çekilmesi bir adet dönemini tetikler. Bazen, bu hormonlar rahim zarını o kadar ince tutar ki, adet görecek kadar bir iç zar kalınlığı olmaz. Bu durum, haplar, yamalar, implantlar ve halkalar dahil olmak üzere tüm hormonal doğum kontrol formları için geçerlidir.
Prolaktin veya tiroid hormonları gibi bazı hormonlar bir kadının adet döneminde gecikmeye neden olabilir. Hormonal dengesizlik, kaçırılan veya geç bir dönemden sorumluysa, bu durum kan testi ile kolayca saptanabilir. Hormonal dengesizliklerin nedeninin bir doktor tarafından araştırılması gerekir. Bazı hormonal dengesizlikler ailelerde görülen yaygın bir sorundur. Bu durum altta yatan beyin tümörü gibi çok daha ciddi bir şeyden kaynaklanabilir. Çoğu durumda, medikal tedavi uygulamaları adet dönemlerinin normal döngüsüne gelmesine yardımcı olur.
Polikistik Over Sendromu (PCOS),çocuk doğurma çağındaki kadınlar arasında yaygın görülen hormonal bozukluklardan biridir. Semptomlar kadınlar arasında değişmektedir. Bununla birlikte, PCOS'lu kadınlarda yaygın olarak akne, yüz ve vücut kıllarında artış, erkek tipi kellik ve obezite görülür. Anormal hormon seviyelerine bağlı, yumurtalıklar üzerinde küçük kistler bulunur. Adet düzensizliği veya yokluğu PCOS’li kadınların ortak özelliğidir. PCOS olduğundan şüphelenen kadınlar değerlendirme için doktorlarını ziyaret etmelidir. Erken dönemde tanı koyup tedavi başlanması bu hastalığa bağlı olası olumsuz durumları ortadan kaldıracaktır.
Kadınlar doğum kontrolünü doğru kullansalar bile yine de hamile kalabilirler. Bu durumda hamilelik olası bir adet gecikmesi nedenidir. Adet gecikmesi olan, cinsel olarak aktif bir kadın hamilelik testi yapmalıdır. Hiçbir doğum kontrol yönteminin % 100 etkili olmadığını bilmek önemlidir. Hamile olan herkes hemen doğum öncesi sağlık hizmeti almalıdır.
Aşırı egzersiz, hipofiz ve tiroid hormonlarında değişikliklere neden olabilir. Bu da yumurtlama ve adet düzeninde değişikliklere yol açar. Günde bir veya iki saat egzersiz yapmanız adet dönemlerinizi etkilemez. Bu hormonal değişikliklerin oluşması için her gün saatlerce yorucu egzersiz yapmak gerekir. Her gün saatlerce egzersiz yapmayı planlıyorsanız, vücudunuzun tüm fiziksel talepleri karşılayabilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır. Bu açıdan öncelikle sizinle birlikte çalışabilecek bir spor hekiminden destek alabilirsiniz.
Adet döngülerini etkileyen kronik hastalıklar arasında tiroid bozuklukları, polikistik over sendromu (PCOS),hipofiz tümörleri (iyi veya kötü huylu),adrenal bez hastalıkları, yumurtalık kistleri, karaciğer fonksiyon bozukluğu ve diyabet bulunur. Bu hastalıklardan herhangi biri adet dönemini bozduğunda, bu hastalıklar tedavi edilene kadar adet döngüleri normale dönmeyebilir. Turner sendromu ve androjen duyarsızlığı sendromu gibi konjenital kromozomal durumlar tipik olarak adet ve doğurganlık sorunlarına neden olur ve sıklıkla amenore ile ilişkilidir.
Zatüre, kalp krizi, böbrek yetmezliği veya menenjit gibi akut hastalıklar, hızlı kilo kaybı ve beslenme bozukluğu ile birlikte adet sorunlarına neden olabilir. Hastalıklar tedavi edildikten sonra, adet sorunlarının düzelmesi birkaç ay sürebilir.
Antidepresanlar, antipsikotikler, tiroid ilaçları, antikonvülzanlar ve bazı kemoterapi ilaçları adet dönemlerinin bulunmasına veya gecikmesine yol açabilir. Bununla birlikte hormonal doğum kontrol ilaçları da normal adet döngüsünü etkileyebilir. Her kontraseptif türünün adet döngünüz üzerinde kendine has etkileri vardır.
Adet gecikmesi tedavisi planlanırken öncelikle altta yatan sebep araştırılarak sorun düzeltilmeye çalışılır. Nedene yönelik tedavi planı yapılır. Adet gecikmesinin en sık sebeplerinden biri stres ve fazla kilolu olmaktır. Bu iki durum yumurtlama sorunlarına yol açarak adet düzenini bozar. Yaşam tarzının düzeltilmesi, diyet, spor yapmak ve stres kaynaklarını azaltmak çoğunlukla sorunu kendiliğinden düzeltecektir. Altta yatan PCOS, tiroid sorunları ve çeşitli kronik hastalıkların tedavisi adet döngülerini de dolaylı olarak düzene sokacaktır. Altta yatan bir nedenin bulunamadığı durumlarda doktor adet söktürücü ilaçlar reçete edebilir. Bu ilaçlar genellikle hormon içeren ilaçlar ve doğum kontrol hapları şeklindedir.