Tüp bebek, yumurtanın laboratuvar ortamında sperm ile döllendirilerek embriyonun rahim içine yerleştirilmesi işlemidir. Embriyo rahim içi zara tutunarak bebek oluşacaktır.
Tüp bebek tedavisi infertil çiftlerde aşılama, in-vitro fertilizasyon (IVF) ve intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (ICSI) gibi çeşitli tedavi uygulamalarını içerir.
Tüp bebek çocuk sahibi olamayan çiftlerde uzun yıllardır uygulanabilen bir yöntemdir. Tüp bebek yöntemi ile ilk canlı doğum 25 temmuz 1982' de olmuştur. O günden günümüze 60.000'in üzerinde tüp bebek yöntemiyle bebekler dünyaya gelmiştir.
Tüp bebek tedavisi 1 yılı aşkın süre doğal yollardan gebe kalınamadığı durumlarda yapılan üremeye yardımcı tedavi uygulamalarını kapsayan yöntemlerdir. Tüp bebek yönteminde gebelik oranları %20-40, canlı doğum oranları % 15-25 arasındadır.
Tüp bebek tedavisinde günümüzde en çok kullanılan yöntem intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (ICSI) yöntemidir. Bu yöntem ile ilk gebelik 1992 yılında elde edilmiştir. Daha öncesinde kullanılan yöntem ise in-vitro fertilizasyondur. Yumurtaların geliştirilmesini takiben vajinal ultrason ve aspirasyon iğneleri ile bu yumurtalar toplanır. Eş zamanlı olarak seminal sıvıdan ayrılmış eş spermleri ile labaratuvar ortamında döllenme sağlanır. Oluşan embriyo transfer kanülü ile rahme yerleştirilir.
ICSI yönteminde sperm yumurtanın içine verilerek tüp bebek tedavisinde kullanılmaktadır. Bu yöntem erkekle ilgili sorunlardan kaynaklı problemler için oldukça faydalı durumdadır.
Sperm sayısının az olması ya da hareket sorunu durumunda çözüm noktasında önemli bir seçenektir.
Hayvanlarda yapılan tüp bebek tedavi çalışmaları 1958’li yıllara uzanmaktadır. Yapılan çalışma ve deneyler teknolojik imkanlar ile birleşince devrim niteliğinde sonuçlar elde edilmiştir.
Tüp bebek tedavisinde yaşanan gelişmeler 1970’li yıllarda daha da hız kazandı. O dönemde insan üzerinde ilk embriyo transferi yapılmış fakat gebelik elde edilememiştir. 75’li yıllarda tüp bebek tedavisi ile ilk gebelik sağlanmıştır. Ancak bu durum dış gebelik ile sonuçlanmıştır.
1978 yılında in-vitro fertilizasyon ile ilk tüp bebek dünyaya geldi. IVF devrimsel bir buluş olmasına rağmen tüp bebek tedavisinde kısıtlı bir kullanım alanına sahipti.
1983 yılında embriyo dondurma ve çözme yöntemi uygulanarak ilk doğum gerçekleşti. Daha sonraki yıl gamet intrafallopian transfer ile gebelik sağlandı. Aynı yıl yumurta dondurma sonrası gebelik oluşumu gerçekleşti.
1990 yılında preimplantasyon genetik tanı (PGT) kullanılmaya başlandı. Böylece tüp bebek tedavisinde genetik yapısı bozuk olmayan embriyolar kullanılabildi. 1992 yılında intrastoplazmik sperm enjeksiyonu (ICSI) ile gebelik elde edilmiştir. Bu yöntem günümüzde en sık kullanılan tüp bebek tedavisi yöntemidir. ICSI ile sperm dış ortamda yumurta içine enjekte edilebilmektedir. Bu da spermle ilgili birçok sorunda döllenme açısından tartışmasız çözüm sağlamıştır.
Daha sonraki yıllarda TESE gibi mikro cerrahi yöntemlerin de kullanıma sunulması ile tüp bebek tedavisinde geniş bir yelpazede hizmet sunmak mümkün olmuştur. TESE ile testislerden mikro cerrahi yöntemler ile örnek alıp sperm elde etmek kolaylaşmıştır.
Antalya tüp bebek tedavisi aşamaları tıpta yaşanan gelişmeler ile birlikte oldukça kolaylaşmıştır. Artık testislerden mikro cerrahi yöntemlerle sperm elde edilmesi mümkündür. Elde edilen sperm yumurta içerisine verilerek döllenme sağlanmaktadır. Döllenen yumurta daha sonra rahim içine verilerek gebelik sağlanması mümkün olmaktadır.
Günümüzde en yaygın olarak kullanılan tüp bebek tedavisi intrastoplazmik sperm enjeksiyonudur. Tüp bebek tedavisinde yaşanan gelişmeler embriyo dondurma, gamet intrafallopian transfer, zigot intrafallopian transfer ve yumurta dondurma gibi süreçler ile birlikte oldukça ilerlemiştir. Preimplantasyon genetik tanı ilebirlikte genetik yapısı bozuk embriyolar elenerek normal olanlar ile gebelik sağlanabilmektedir.
Tüp bebek tedavisinde yumurta geliştirici ilaçlar yumurtlamanın olmadığı ya da düzensiz olduğu durumlarda kullanılır. Bu yöntem ile amaç yumurtlamanın sağlanmasıdır. Ancak günümüzde yumurtlaması olan kadınlarda da bu tür ilaçlar kullanılabilmektedir.
Yumurta geliştirici ilaçların kullanımı 60’lı yıllara dayanmaktadır. Bu ilaçlardan en çok kullanılanı beyindeki uygun reseptörlere bağlanarak yumurta büyüten hormonların artmasına yol açar. Buda yumurta gelişimini sağlar. Bu ilacın kolay ve ucuz olması bir avantajdır. Bu ilaç özellikle polikistik over sendromu gibi yumurtlama bozukluğu olan ve diğer faktörlerin normal olduğu durumlarda kullanılır.
Yumurta geliştirici ilaç kullanımı ile yumurtlaması olmayan kadınlarda büyük bir oranda yumurtlama sağlanır. İlacın başlanması ile birlikte yumurtanın geliştiği foliküller ultrason ile takibe alınır. Ultrason ile yapılan takipte 20 mm civarında folikül görüldüğünde HCG denen çatlatma iğnesi ile yumurtlama sağlanır.
Çatlatma iğnesi sonrasındaki ilk 2 gün cinsel ilişki önerilir. Aşılama ise çatlatma iğnesini takiben 30-36 saat sonra yapılır.
Yumurta Geliştirici İlaçların Riskleri
Tüp bebek tedavisinde kullanılan yumurta büyütücü ilaçların bir takım risk ve yan etkileri vardır. En önemli risklerden biri çoğul gebelik durumudur. Diğer bir önemli risk ise yumurtalıkların aşırı uyarılması durumudur. Bu Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) olarak bilinir.
OHSS riski için en önemli kriter çatlatma iğnesinin yapılacağı günkü folikül boyut ve sayısıdır. Birde kadınlık hormon değerinin yüksek olması da ayrı bir risk oluşturmaktadır. 14 mm’den büyük 5 den fazla folikül ya da 5 mm’den büyük 10 dan fazla folikül risk yaratır. Kadınlık hormon değerinin 2000 pg/ml üzerinde olması da diğer bir risk faktörüdür.
Yumurta Büyütücü İlaçların Yan Etkileri Nelerdir?
Yumurta Büyütücü İlaçların Avantajları Nelerdir?
Yumurta Büyütücü İlaçların Dezavantajları Nelerdir?
Tüp bebek tedavisinde yumurta büyütücü ilaçların uzun süreli kullanımı önerilmemektedir. 6 aylık yumurtlamanın sağlandığı kullanımda gebelik sağlanamıyorsa kısırlık nedenleri tekrar gözden geçirilmeli ya da farklı bir ilaç kullanılmalıdır.
Tüp bebek tedavisinin başarısında yumurta toplanması ve yumurta kalitesi oldukça önemlidir. Kaliteli bir embriyo için kaliteli bir yumurta elde edilmesi gerekir. Yumurta toplama zamanı bu süreçte kritik rol oynar. Çatlatma iğnesinin yapılmasından sonra 36. Saatte yumurta toplama işlemi yapılır.
Yumurta toplama işlemi transvajinal ultrason eşliğinde yapılır. Ultrason eşliğinde özel aparatlar üzerinden gönderilen iğne ile yumurtalık içindeki folikül denen yapılara girilerek yumurtalar toplanır. İğnenin diğer ucundaki aspiratör folikül sıvısını aspire eder. Elde edilen sıvı içinde embriyolog mikroskop altında yumurta arar. Yumurta gelmediği durumda işlem tekrarlanır.
Yumurta toplama işlemi anestezi altında yapılır. İşlem süresi ortalama 15-20 dakika kadardır.
Yumurta toplama öncesi hazırlık;
Yumurta toplama sonrası dönem;
Yumurta toplama sonrası doktorun bilgilendirilmesi;
Yumurta toplama komplikasyonları;
Bu yöntem mikroenjeksiyon (ICSI) olarak ta bilinir. Mikroenjeksiyon yöntemi günümüzde tüp bebek tedavisinde sık kullanılmaktadır. Mikroskop altında incelenen spermlerden yapısı en iyi olan seçilir. Daha sonra çok ince bir kanül ile yumurtanın içine enjekte edilir. Bu yöntem spermlerde sayı, hareketlilik ve fonksiyon bozukluğu durumlarında yapılır.
Bu yöntemde sperm ve yumurtalar laboratuarda aynı ortama bırakılır. Spermler ve yumurtalar arasında kendiliğinden döllenme olur. Bu yöntemle elde edilen embriyonun kalitesi yüksektir. Ancak döllenme gerçekleşmeyebilir. Bu nedenle günümüzde pek kullanılmaz.
Embriyo transferi yumurta toplama işleminden sonraki 2, 3, 4, 5 ve 6. günlerde yapılabilir. Herkes de başarı şansının yüksek olduğu gün farklıdır. Öncelikle elde edilen embriyoların kalitesi değerlendirilir. Embriyo sayı ve kalitesi hakkında aile bilgilendirilir. 35 yaşa kadar tek, 35 yaş üzerinde ise 2 embriyo transferi yapılabilir. Embriyo transferi için planlanan saatten önce ailenin hastanede olması gerekir.
Bu yöntemle ilk gebelik 1983 yılında sağlanmıştır. Embriyolar dondurma işlemine hazırlandıktan sonra 2 aşamalı bir yöntemle -30°C ve -110°C ye kadar soğutularak sıvı nitrojen içinde saklanır. İlk aşama hücre içi sıvı kristalizasyonunu önlemek için hızlı dondurma, ikinci aşama ise yavaş dondurma sürecini içerir. Embriyo her aşamada dondurulabilir. Zigot ya da blastokist döneminde dondurulan embriyo yıllarca saklanabilir. Embriyo çözme işlemi sonrası canlı kalma oranları %50-90 arasında değişmektedir. Günümüzde donma çözme sonrası embriyo transferi başarı oranları taze embriyo transferi ile yaklaşık benzerdir.
Embriyo dondurma OHSS riski olan kadınlarda, transfer sonrası iyi kalite embriyo varlığı durumunda, preimplantasyon genetik tanı yapılacaksa, rahim içi zar kalınlığının az olması durumunda, cerrahi girişim ve tedavi gerektiren hallerde, tedavi sırasında saptanan polip, miyom, perde ya da yapışıklık durumunda ve tekrarlayan tutmama durumlarında kullanılabilir.
TESE menisinde hiç sperm olmayan erkeklerde tüp bebek tedavisi için mikrocerrahi bir operasyonla testislerden doku parçası alınarak sperm hücresi elde edilmesi işlemidir.
Tüp Bebek Tedavisinde TESE Kimlere Uygulanır?
Tüp bebek tedavisinde TESE nasıl yapılır?
TESE anestezi altında mikroskop ile uygulanan ağrısız bir işlemdir. Her iki testisin birkaç farklı noktasından küçük doku parçaları alınır. Alınan doku parçalarından bir dizi işlem sonrası sperm hücreleri seçilir. Elde edilen bu spermler ICSI işleminde kullanılır.
TESE ile elde edilen sperm hücreleri tüp bebek tedavisinde kullanılmak üzere dondurularak saklanır. Sperm dondurma işlemi elde edilen hücrelere bir zarar vermez. Tekrarlayan tüp bebek tedavi denemeleri için de faydalı olur.
Tüp bebek tedavisinde TESE öncesi hazırlıklar nelerdir?
Tüp bebek tedavisinde TESE işleminin riskleri nelerdir?
Tüp bebek tedavisinde TESE sonrası dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Mikroçip uygulamasında sağlıklı spermleri diğerlerinden ayıran mikro kanalcıklar kullanılır. Bu kanalcıklar tıpkı bir süzgeç vazifesi görür. Bu mikro kanallar daha iyi kalitedeki spermlerin seçilmesine olanak sunar. Bu yöntemle sağlıklı olmayan spermler ayıklanır. Mikroçip uygulaması ile baba adayının sperm sayısının az olması durumunda gebelik elde edilme oranı artmıştır. Bu yöntemle DNA kalitesi yüksek spermler kullanıldığından oluşacak embriyoların DNA yapısı da daha kaliteli olacaktır.
Bu yöntemde sperm hücreleri 6000-8000 kat büyütülüp detaylı değerlendirilir. Dölenme için en iyi olanı bu şekilde seçilir. IMSI ile spermler yapısal olarak incelenir. Bu yöntem spermlerde sayı, hareket ve fonksiyon bozukluğu olan durumlarda uygulanır. Bu şekilde sağlıklı embriyo elde edilme şansı artmaktadır. IMSI yöntemi şu durumlarda kullanılabilir;
Korunmasız, düzenli ve normal ilişkiye rağmen 12 ay içerisinde gebelik sağlanamamasına denir. Tıbbi olarak kısırlık yaygın olarak infertilite şeklinde ifade edilir. Primer infertilite daha önce hiç gebelik oluşmaması olarak tanımlanırken, sekonder infertilite daha önce gebelik sağlandığı halde korunmasız ilişkiye rağmen yeni bir gebelik oluşmaması durumudur.
Kısırlık sosyal ve psikolojik yönü de olan bir sağlık problemidir. Çocuk sahibi olamamak çiftleri her yönü ile olumsuz olarak etkiler. Üreme fonksiyonu karmaşık birçok sürecin aksamadan işlemesi sonucunda oluşur. Bu süreçlerden birinde meydana gelen aksama kısırlık olarak kendini gösterir.
Kısırlık tedavisinde nedene yönelik araştırma çok önemlidir. Kısırlık tedavisi çeşitli test ve görüntüleme yöntemleri ile kısırlığa neden olan sorunların bulunması ile başlar. Kısırlık sebeplerinin bulunması hem maddi hem de manevi kaybı ortadan kaldırır. Bu şekilde gereksiz tedavilerin önüne geçilmiş olur.
Kısırlık toplumda % 10-15 oranında görülmektedir. Kısırlığın sebebi kadın, erkek ya da her ikisinden kaynaklanabilir. Bu nedenle kısırlık tedavisine başlamadan önce bu sorunların tespiti için geniş bir inceleme yapılır.
İnfertilite sorunu yaşamayan bir çiftte düzenli ilişki sonrası bir ayda kadında gebelik gelişme ihtimali %15 civarındadır. Bu oran ilk 3 ayda %57, ilk 6 ayda %72, ilk yıl %85, 2’inci yılsonunda ise %93 civarındadır. Ancak bazen bilinmeyen nedenlerden dolayı 2 yıldan daha sonra gebe kalan kadınlar olabilmektedir.
Kısırlık tedavisi öncesi çiftlerin evlilik süresi, düzenli ilişki olup olmadığı sorgulanır. Kısırlık tedavisinde çiftlerin en büyük beklentisi sorunun biran önce çözülmesidir. Ancak bilinmelidir ki hem kısırlık hem de tüp bebek tedavisi bir dizi test ve yöntemlerin uygulanması ile olan ve zaman alan tedavi yöntemleridir. Sabırlı olmak ve bu süreç içinde stresten uzak durmak gerekir.
Kısırlık nedenleri toplumlar ve yaş grupları arasında az farklılık gösterse de kısır çiftlerin yaklaşık %20-25'inde yumurtlama bozuklukları, %20-30'unda tüplerle ilgili sorunlar, %40'ında erkeğe bağlı sorunlar görülür. Çiftlerin % 40'ında birden fazla neden mevcut iken, %15-25'inde herhangi bir neden ortaya konulamamaktadır. Başlıca kısırlık nedenleri şunlardır;
Kısırlık değerlendirmesinin amacı kısırlığa neden olması muhtemel faktörleri belirlemek, sebeplerine göre çifte süreç ile ilgili yeterli bilgi vermek ve en uygun tedavi seçeneklerini sunmaktır. Ayrıca değerlendirme süreci boyunca danışmanlık, destek ve eğitim sağlamaktır.
İnfertil çift değerlendirilirken öncelikli olarak detaylı bir hikaye alınır. Çiftin fizik muayenesi yapılır, uygun testlerle problemin nedenleri tespit edilir.
Bir çiftin kısır olarak kabul edilip araştırmalara başlanması için korunmasız, düzenli ilişkiye rağmen 12 ay çocuk sahibi olamamaları gerekir. Bazı durumlarda 12 ayı beklemek gerekmez. Bu durumlar;
Arzulanan bir gebeliğin sağlanması geciktikçe çiftlerde endişe artar. Kendilerine güvenleri, cinsellikleri, birliktelikleri bu problemden etkilenmektedir. Çiftler kısırlık tanısı aldıklarında bilinen inkar, öfke, üzüntü ve kabullenme dönemlerinden geçerler. Yüksek umut ve beklentilerle başlanılan tedavi siklusları başarısızlıkla sonuçlandığında derin üzüntü duyarlar hatta hekimi de suçlayabilirler. İnfertil çiftin psikolojik durumu da değerlendirilip, destek sağlanmalı gerekirse bir uzmandan yardım alınmalıdır. Yapılan birçok çalışmada stresin kısırlık tedavisini olumsuz etkilediği gösterilmiştir.
Antalya tüp bebek tedavisi işleminde başarılı illerimiz arasındadır. Tedavi planı belirli bir çerçevede sistematik olarak uygulanır.
Tüp bebek tedavisi için başvuran bir bayanda yaş, kilo, boy ve vücut kitle endeksine bakılır. Jinekolojik muayene yanında genel bir muayene de yapılır. Tiroid bezi boyutları muayene ile değerlendirilir. Büyüme ya da nodül açısından bakılır. Ciltte tüylenme artışı, kızarıklıklar, alerjik hastalıklar ya da olası lezyonlar değerlendirilir.
Tüp bebe öncesi jinekolojik muayenede pelvik organ boyutları, vajinal akıntı, batın hassasiyeti ve rahim ağzı sorunları açısından değerlendirme yapılır. Smear testi tüm hastalara yapılır. Bazı jinekolojik enfeksiyonlar kısırlık nedeni olabileceğinden saptandığında tedavi edilmelidir.
Tüp bebek tedavisi öncesi yumurtalık kapasitesini bilmek gerekir. Bunun için yapılan bazı testler vardır. Bunlar;
Tüp bebek tedavisi öncesi yumurtalık kapasitesinin belirlenmesi tedavinin başarısı açısından oldukça önemlidir. Yumurtalık kapasitesini etkileyen bazı faktörler vardır. Bunlar;
Gebeliğin başlaması ve sağlıklı bir gebelik süreci için rahmin anatomik yapısı ve fonksiyonel özelliklerinin normal olması gerekir. Rahmin anatomik özelliklerini anlamak için bazı görüntüleme yöntemlerinden faydalanılır. Bunlar; histerosalpingografi (HSG),ultrasonografi ve histeroskopidir.
Kısırlığın önemli nedenlerinden biri de tüplerle ilgili sorunlardır. Tüplerin kapalı olması en önemli kısırlık nedenlerinden biridir. Tüplerin durumu rahim filmi adı verilen bir tetkikle kolaylıkla saptanabilir. Rahim filmi tıpta histerosalpingografi (HSG) tetkiki olarak ifade edilir.
Rahim filmi adet bitiminden sonraki 5 güne kadar çekilebilir. İnce bir kanülle rahim içine röntgen tetkikinde görülebilen kontrast madde verilir. Bu madde tüplerden geçerken hem skopi denen canlı röntgen filmi hem de normal röntgen filmi alınır. Rahim içi ve tüpler bu şekilde görüntülenmiş olur. Bazen tıkalı olan tüpler bu tetkik sırasında ilacın yavaşça verilmesi esnasında açılabilmektedir. Yani rahim filminden sonra gebe kalan hastalarımız olmaktadır.
Tüpleri değerlendirmede kullanılan yeni bir yöntemde köpük jel içeren bir uygulama seti ile ultrason eşliğinde tüplerin canlı olarak görüntülenmesidir. Bu set içinde köpük jel içeren karışım ve ince bir kateter bulunur.
Uygulama köpük jelin yaklaşık 5 dakika karıştırılması ile başlar. Sonra spekulum ile açılmış rahim ağzından ince bir kateter ile geçilerek enjektördeki jel rahim içine verilir. Bu esnada ultrason ile jelin rahim ve tüplerden geçişi izlenir. Radyasyon içermemesi, kolay uygulama ve belirgin ağrı olmaması en önemli avantajlarıdır.
Tüpleri değerlendirmenin bir diğer şekli de karından girilerek kameralı bir cihaz ile incelemektir. Bu yöntem laparoskopi olarak bilinir. Rahim ağzından verilen metilen mavisinin tüplerden çıkışı görülebilir. Laparoskopi ile tüplerin açıklığı hakkında kesin değerlendirme yapmak mümkündür. Sıvı dolu tüpler yani hidrosalpinks tanısı konulabilir. Laparoskopi sırasında tüplere yönelik tedavi uygulamak mümkündür.
Tiroid uyarıcı hormon (TSH): TSH hipofiz bezinden salgılanan tiroid bezini uyarıcı nitelikte bir hormondur. Bu hormonun uyarıcı etkisi ile tiroid bezi T3 ve T4 hormonlarını salgılar. Bu hormon vücudun çalışma hızını düzenler. Dolayısı ile yumurtalıklar üzerinde de etkisi olan bir hormondur. TSH değerlerindeki anormalliklerin adet düzeni ve gebelik üzerine olumsuz etkileri olur.
Folikül uyarıcı hormon (FSH): FSH yumurtalıklar üzerine etkili olan bir hormondur. Foliküllerin büyümesini sağlar. Adetin iki ya da üçüncü günü bakılan kan FSH değerinin 10 IU/l’nin altında olması istenir. Yumurtalıkların hormona verdiği yanıt azaldıkça FSH değerleri giderek artar. Zamanla yeterli uyarıyı yapamaz. Yumurtalıklarda folikül gelişimi durur. Menopoz hali oluşur. FHS değerlerinin 40 IU/I üzerinde olması ve bir yılı aşkın adet görememe haline menopoz denir.
Luteinize hormon (LH): LH hipofiz bezinde üretilen bir diğer hormondur. Görevi yumurtalıklarda olgunlaşan folikülün çatlamasını sağlayarak yumurtlamayı gerçekleştirmektir. LH seviyesi adet dönemi içinde farklı seviyelerde bulunur. LH seviyelerindeki bozulma yumurtlama sorunları ile kendini gösterecektir.
Diğer hormonal testler: Kadınlık hormonu yumurta, böbrek üstü bezleri ve gebe kadınlarda bebek eşinden salgılanır. Kadınlık hormonunun adet süresi boyunca kan değeri değişkenlik gösterir. Adetin 2-3’üncü günlerinde kan değerinin 70 pg/ml den yüksek olması yumurtalık kapasitesinin sınırlı olduğunu gösterir. Bir diğer yumurtalık hormonunun da benzer şekilde Adet döneminin ikinci kısmında seviyesi artar. Kan değerinin 3 pg/ml üzerinde olması yumurtlamanın olduğunun işaretidir. Hipofiz bezinden salgılan bir hormonun kan seviyesinin yüksek olması da yumurtlamayı baskılamaktadır.
Yumurtlama sorunlarının gebelik sağlanamamasında önemli bir yeri vardır. Kısırlık ile gelen çiftlerin yaklaşık %15’inde yumurtlama problemleri görülür. Yumurtlama sorunları adet problemleri ile birlikte seyreder. Bunlar adet görememe, adet sıklığının azalması, sık adet görme, düzensiz ya da fazla kanama şeklinde olabilir.
Çeşitli sistemik hastalıklar, hormonal bozukluklar, kilo sorunları, aşırı egzersiz yumurtlama işlevini aksatabilir. Yumurtlama fonksiyonunun işlediğini anlamak bazen zor olabilir. Yumurtlamanın olduğuna yönelik bazı işaretler bulunmaktadır. Bunlar;
Bu testlerden vücut ısı ölçümü yumurtlamayı anlamada kullanılabilecek basit, kolay ve ucuz bir yöntemdir. Yumurtlama sonrası bazal vücut ısısı 0,5 derece yükselir. Ancak enfeksiyon, stres ve yorgunluk ölçüm hassasiyetini bozar.
Kanda yumurtalık hormon ölçümleri de kullanımı kolay testlerdendir. İdrarda bakılan yumurtlama testlerinde lutenize hormon pikine bakılarak yumurtlamanın olduğu anlaşılabilir.
Rahim içi zar biyopsisi adet öncesi günlerde pipel adı verilen aletler ile alınır. Rahim içi zar biyopsisi yumurtlama durumu, LH hormon sorunları, enfeksiyon ve rahim içi zar tümörleri hakkında bilgi verir. Ultrason ile folikül ölçümü yapılarak yumurtalıklardaki folikül sayı ve boyutları değerlendirilebilir. Ultrason ile yapılan folikül takibinde 20 mm’ye kadar boyut artışı görülmesi, sonrasında büzüşmesi ve rahim arkasında serbest sıvının eşlik etmesi yumurtlama lehine sonografik bulgulardır.
Rahim ağzı salgısı adet dönemi içinde kan hormon değerlerine bağlı farklılıklar gösterir. Normalde koyu olan rahim ağzı salgısı yumurtlama döneminde artar. Daha şeffaf hale gelir ve uzar. Yumurtlama sonrası ise tekrar eski haline döner.
Tüp bebek tedavisinde batın içi değerlendirme karın içi zardaki olası yapışıklıklar açısından önemlidir. Batın içinde hem organları saran hem de karın içi boşluğu çevreleyen periton denen bir zar vardır. Geçirilmiş cerrahi operasyonlar, periton dializi ya da enfeksiyonlar bu zarda yapışıklık ile sonuçlanabilir.
Batın içi zardaki yapışıklıkları saptamada laparoskopi oldukça değerlidir. Yapışıklıkları doğrudan görmek olasıdır. Ancak laparoskopiyi her hastaya yapmak mümkün olmayabilir. Yapılan diğer tetkiklerle kısırlık nedeninin saptanamaması durumunda endometriozis ve tüp tıkanıklığını saptamak için uygulanabilir.
Kadın İçin Gerekebilecek Ek Testler
Erkek İçin Gerekebilecek Ek Testler
Erkeğe bağlı kısırlık nedenleri meni sıvısının azlığı ya da yokluğu, sperm sayısının az olması, sperm olmaması ve sperm hareketlerindeki sorunlardan kaynaklanır.
Tüp bebek tedavisinde kadın yanında erkeğin de değerlendirilmesi ve olası tüp sorunların saptanması gerekmektedir. Tüp bebek tedavisi yapılan çiftlerin üçte bire yakın önemli bir kısmında erkek ile ilgili sorunlar bulunurken, yine üçte bire yakın kısmında ise hem erkek hem kadın faktörü birlikte rol alır. Erkek kaynaklı sorunları saptamada hızlı ve kolay bir test olan spermiyogram kullanılır.
Sperm testi birkaç günlük cinsel perhiz sonrası mastürbasyon ile alınan meni örneğinin incelenmesidir. Meni örneğinin 2 saat içinde incelenmesi gerekir. Mastürbasyon ile örnek veremeyenler örneği vücut ısısında muhafaza ederek prezervatif ile evden getirebilirler. Sperm testi ile tek örneğe bakılarak karar vermek uygun değildir. Birkaç hafta ara ile alınan en az 2 örneğin değerlendirilmesi daha doğrudur.
Semen hacmi yeterli, spermlerin yapı ve hareketleri normal ise sperm sayısında hafif bir düşme olması fazla önemli değildir. Ancak sperm sayısı yeterli olmasına rağmen semen hacmi düşük, morfoloji ve harekette sorun varsa sperm analizi tekrar yapılmalıdır.
Erkeğe bağlı sorunlar içinde sayı, hareketlilik ve yapısal problemlerden birinin bozuk olması infertilite olasılığını birkaç kat artırır. Eğer bu 3 parametrenin tümü bozuksa kısırlık olasılığı 16 kat artar.
Normal morfolojideki sperm oranı %4’ün altında ise IVF ve ICSI endikasyonu vardır. Sperm analizi yapılırken sayı, yapı ve hareketliliğe bakılır. Bunların yanında yumurtayı dölleyebilme yeteneği olan fonksiyonel yapısı da önemlidir. Doğumsal bazı nedenler, varikosel, geçirilmiş enfeksiyonlar, ateşli hastalıklar, uyuşturucu, sigara ve alkol kullanımı spermde bozulmalara yol açabilir.
Sperm analizinde morfolojik yapı oldukça önemlidir. Sperm testinde yapısal bozukluk saptandığı durumlarda testi 1.5 ay sonra tekrar ederek problemin geçici olup olmadığından emin olunur.
Sperm Analizinde Lökospermi Saptanması Nedir?
Lökospermi sperm aanalizi sonucunda 1 milyon/ml’den çok iltihap hücresi saptanmasıdır. Lökospermi durumunda genital sistem enfeksiyonu açısından ileri tetkikler yapılmalıdır.
Aşılama tedavisi infertil çiftlerde yumutlamayı takiben eşin sperminin bir kanül yardımı ile rahme ulaştırılması işlemine denir. Başarı oranı %20-30'dur. Aşılama tedavisinde erkek spermi doğrudan rahim içine enjekte edilir. İşlem intrauterin inseminasyon (IUI) olarak bilinir. Aşılama oldukça kolay ve maliyeti düşük önemli bir tüp bebek tedavisi yöntemidir. Antalya tüp bebek tedavisi aşılama yönteminde ilaç çoğunlukla gerekli olmasa da doktorunuz duruma göre tercih edebilir.
Aşılama tedavisi için laboratuvarda en sağlıklı ve kaliteli spermler elde edilerek yumurtanın döllenmesi sağlanır. Aşılama için yıkanmış spermler rahim içine enjekte edilecektir. Bunun için yumurtlama döngüsü takip edilir. Spermlerin doğru hazırlanması ve aşılamanın uygun zamanda yapılması gebelik ihtimalini oldukça artıracaktır. Aşılama öncesinde tüplerin açık olduğu doğrulanmalıdır.
Aşılama öncesi yumurtalık rezervinin bilinmesi ve hormonal değerlerin normal seyrinde olmasına dikkat edilir. Rahim ağzı salgı sorunları aşılamada önemsizdir. Çünkü sperm rahim ağzından geçilerek doğrudan rahme verilir. Erkek kaynaklı sorunlara bağlı bazı durumlar da aşılama ile tedavi edilebilir. Sperm sayısının az olması ve hareket azlığı gibi durumlarda da elde edilen kaliteli spermler doğrudan rahme verilir.
Antalya aşılama tedavisinin başarı şansı sperm sayı, hareketlilik ve yapısı ile ilgilidir. Bu faktörler aşılamanın başarı şansını önemli ölçüde etkiler. Tek uygulamada aşılamanın başarı oranı %15-20 civarındadır. Hareketli sperm sayısı ne kadar çok ise aşılamanın başarı şansı artar.
Aşılama da en iyi sonuçlar toplam hareketli sperm sayısının 10 milyon/ml sınırında elde edilir. Toplam hareketli sperm sayısının 1 milyondan az olduğu durumlarda aşılama başarısı belirgin derecede düşük olmaktadır.
Aşılama spermlerin morfolojisi ile de ilgilidir. Normal sperm morfolojisi %14 üzerinde ise aşılama başarı şansı artar. %4 altında ise başarı oranları oldukça düşüktür. Bu durumda çiftlere IVF ve ICSI tedavileri yapılabilir.
Aşılama tedavisinde anestezi uygulamasına gerek duyulmaz. Aşılama tedavisi ağrılı bir işlem değildir. Anestezi alınmadığı için aç olmaya da gerek yoktur. Aşılama tedavisinin rahat bir şekilde yapılabilmesi için idrar kesesinin dolu olması istenir. Çünkü idrar kesesi boş olduğunda rahim öne doğru bükülür. Buda tedavi kateterinin ilerletilmesini zorlaştırır.
Hasta önce jinekolojik masaya alınır. Spekulum takılır. Vajinanın içi serum fizyolojik ile yıkanır. Rahim ağzı mukus sıvısının kateteri tıkamaması için rahim ağzı temizlenir. İnce bir kateter yavaşça rahim ağzından rahme doğru ilerletilir. Yaklaşık 0.5 ml civarındaki sperm içeren sıvı kanül ile yavaşça verilir.
Aşılama Tedavisi Sonrası Bilmeniz Gerekenler
Çiftin gebelik öyküsü yanında kadının ilk adet yaşı, adet düzenleri, bulaşıcı ya da bulaşıcı olmayan geçirdiği önemli enfeksiyonlar, tüberküloz hikayesi, önemli ameliyatlar, mevcut sistemik hastalıkları, kullandığı ilaçlar ve alerji durumu irdelenmelidir. Sigara, alkol ya da bağımlılık yapıcı diğer maddeler açısından da sorgulama yapılmalıdır.
Tüp bebek tedavisinde öykü alma oldukça önemli bir basamaktır. Çiftin ne zamandır evli olduğu, kullandıkları doğum kontrol yöntemleri ve bebek istedikleri süre bilinmelidir. Daha önce yapılmış tedaviler, geçirilmiş ameliyatlar ve ilişkiye girme sıklığı sorulmalıdır.
Daha önce gebelik durumu varsa gebeliğin nasıl sonuçlandığı ve saptanan sorunlar sorgulanmalıdır. Daha önce bir gebelik olması önemli bir durumdur. Bu durum anatomik ve hormonal sistemin durumu açısından bilgi verir. Özellikle de doğumla sonuçlanmış hamilelik öyküsü bebeğin rahme tutunmasından doğum sürecine kadar tüm sistemlerin çalıştığını gösterir.
Kendiliğinden düşük hikayesi ve kürtaj öyküsü bilinmelidir. Tüm bunlar yanında akraba evlilikleri, genetik geçişli hastalıklar, ailede erken menapoz öyküsü bilinmelidir. Tüp bebek tedavisi Antalya’da öncelikle çiftlerle yapılan detaylı ön görüşme ile başlar. Tüm bu bilgiler izlenecek yolun belirlenmesinde ve tedavi planlamasında önemlidir.
Erkeğin yaşı ve sperm değerleri arasında belirgin bir ilişki bulunmamıştır. Ancak kadın yaşı tüp bebek tedavisinde oldukça önemlidir. Kadınlarda yaş ilerledikçe yumurta rezervi azalır. Aynı zamanda yumurtanın tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlara yanıtı da düşer. O yüzden 35 üzeri bayanlarda yaş ilerledikçe tüp bebek tedavisinde başarı oranları azalmaktadır.
Tüp bebek tedavisinde erkek kaynaklı sorunlar da önemli ölçüde görülmektedir. Bu yüzden erkekler içinde geçirilmiş enfeksiyonlar, sistemik hastalıklar, ameliyatlar, sigara kullanımı, ilaç kullanımı ve alerji sorunları sorgulanmalıdır.
Antalya tüp bebek tedavisi fiyatları 2021 yılı içinde bir önceki yıla göre artış göstermiştir. Tüp bebek tedavisinde kullanılan malzeme, ilaç ve ekipmanlar maliyeti yüksek yöntemlerdir. Tüp bebek tedavisinde yapılabilen TESE, genetik tanı, mikroçip uygulaması ve embriyo dondurma gibi ek yöntemler toplam maliyeti belirleyen unsurlar olmaktadır.
Tüp bebek tedavisinde devlet desteği sağlanabilmektedir. Devlet desteği kriterleri sağlandığı takdirde Antalya tüp bebek tedavisi fiyatları ve maliyeti azalır. Tüp bebek fiyatları diğer birçok ülkeye göre ülkemizde aslında oldukça uygundur. Bu nedenle dünya genelinde birçok çift tüp bebek tedavisi için ülkemizi tercih etmektedir.
Tüp bebek tedavisinde aslında tüp bebek fiyatları yanında merkezlerin başarı oranları daha önemlidir.
Antalya tüp bebek tedavisi için devlet desteği bu üniteye sahip devlet ya da üniversite hastanelerinden alınabilmektedir. Antalya tüp bebek tedavisinde devlet desteği kriterleri şunlardır;
Tüp bebek tedavisinde verilen devlet desteği üç tüp bebek denemesi içindir. Tedavi mutlaka raporun alındığı hastanede yapılmak zorunda değildir.
Merhabalar tüp bebek ucretleri ile ilgili bilgi almak istiyorum,mail yada mesaj atarsaniz sevinirim, teşekkür ederim, iyi çalışmalar dilerim
Fiyat ve bilgi için lütfen 0 (242) 322 9773 numaralı sabit hattımızdan bize ulaşınız.
Uc sezeryan dogumum var ondan sonra tuplerimi baglatmistik simdi cocuk sahibi olmak istiyorum mumkunmi
Lütfen detaylı bilgi için 0 242 322 9773 numaralı sabit hattımızdan bize ulaşınız.
yaklaşık 1 yıldır evliyiz ve çocuğumuz olmuyor. 18 ocaktan sonra antalyaya muayene için gelmek istiyorum. Pandemiden dolayı nasıl randavu alabiliriz yada bulabilir miyiz .
Randevu için 0 (242) 322 9773 numaralı sabit hattımızdan, pazartesi 09:00 dan sonra bize ulaşabilirsiniz.
Mrb benim 1 oğlum var bizden kaynaklı genetik bı rahatsızlığı var.... sorunsuz genlerimizden aşılama yapabilirsiniz bize acaba
Lütfen konu hakkında sabit hattımızdan bize ulaşınız.
3 buçuk yıllık evliyiz çocuk sahibi olamadık en son hsg filmi çektirdim fakat sonuçlarımı doktara malüm covıd hastalığından dolayı gösteremedim. uygun randevu ve fiyat bilgisi rica ediyorum hafta içi 6 dan sonra veya cumartesi var mı acaba?
Fiyat ve randevu için lütfen 0 242 322 97 73 numaralı sabit hattımız dan bize ulaşınız.
Kemoterapi geçmişim var mikrotese ameliyatı oldum ve pataloji sonucumda germ hücresi bulanamadı. Bu konuda yardımcı olabilir misiniz
Detaylı bilgi için lütfen sabit hattımızdan bize ulaşınız.
İyi. Günleri. Ben. 40. Yaşı dayım. Evlenirsem. Çocuk. Sahibi. Ola. Bolirimiuim
Muayene edip değerlendirmemiz gerekir.
Merhaba 46 yaşındayım adetim düzenli yaklaşık 2 yıl önce tüp bebek tedavisi oldum başarısız oldu. Ben yaptırabilir miyim fiyat ne olur
Fiyat ve detaylı bilgi için lütfen 0 242 322 97 73 numaralı sabit hattımızdan bize ulaşınız.
Merhabalar tüp bebek ve aşılama arasında fark var mı aynı işlem mi 34 yaşındayım 10yaşında 1 oğlum var yaklaşık 1 senedir korunmuyoruz bebekstiyoruz Aşılama tedavisi yaptırabilir miyim fiyatı nedir ortalama
Aşılama maliyeti daha az ve daha kolay olan bir tedavidir. Ancak önce değerlendirmemiz gerekir. Detaylı bilgi ve dilerseniz randevu için 0 242 322 97 73 numaralı sabit hattımızdan bize ulaşınız.
Genetik arastirmali tup bebek uygulamasi hakkinda bilgi ve fiyat bilgisi verebilirseniz sevinirim dmd icin
Tüp bebek fiyat bilgisi için lütfen 0 242 322 97 73 numaralı sabit hattımız dan bize ulaşınız.